İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | a fast one i. | kazık | ||
Tom tried to pull a fast one. Tom kazık atmaya çalıştı. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | a fast one i. | oyun | ||
Tom tried to pull a fast one. Tom oyuna getirmeye çalıştı. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | a fast one i. | düzenbazlık | ||
Tom tried to pull a fast one. Tom düzenbazlık etmeye çalıştı. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | a fast one i. | dolap | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | hile | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | numara | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | kandırmaca | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | dalavere | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | dümen | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | muziplik | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | el çabukluğu | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | hızlı seks | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | kısa süren seks | ||
Konuşma Dili | a fast one i. | hızlıca yapılan şey |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | pull a fast one f. | kazık atmak | ||
Genel | pull a fast one f. | oyuna getirmek | ||
Genel | pull a fast one on somebody f. | kazık atmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | pull a fast one f. | düzenbazlık etmek | ||
Konuşma Dili | pull a fast one f. | dolap çevirmek | ||
Konuşma Dili | pull a fast one f. | hile yapmak | ||
Konuşma Dili | pull a fast one f. | oyun oynamak | ||
Konuşma Dili | pull a fast one f. | kazık atmak | ||
Konuşma Dili | pull a fast one f. | kazıklamak | ||
Konuşma Dili | pull a fast one f. | numara çekmek | ||
Idioms | ||||
Deyim | pull a fast one f. | fırıldak çevirmek | ||
Deyim | pull a fast one on f. | madik atmak | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | pull a fast one f. | dolandırmak | ||
İngiliz Argosu | pull a fast one f. | kazıklamak | ||
İngiliz Argosu | pull a fast one f. | kandırmak |